GÜNDEM

Sallanan sandalye sendromu

88views

“Korkakça, öldürücü ve beceriksizce, eğer belki bir ölüm beklersek…”. Varnalis’in sözleriyle statikliğin ve hareketsizliğin yüceltilmesi. İçimizde o kadar derinlere kök salmış ki bizi rahatsız eden inançlar. Sallanan bir sandalyenin sürekli huzursuzluğuna bırakıldım.

Etrafımızda olup bitenler, başımıza neler geldiği konusunda endişelenmeye yenik düşmek uygundur. Güne hava durumu, politika, kötü işveren, başkalarının bize ne yaptığı konusunda endişelenerek başlıyoruz. Biz böyle öğrendik. Her zaman sorunlar ve zorluklar olacaktır. Ama mesele ne yaptığımızdır. Şemsiye alacak mıyız? Yağmurda dans etmeyi öğrendik mi? Yoksa sadece homurdanıp hava şartlarına mı katlanıyoruz?

Acılarımız için başkalarını suçlamak kolaydır. Zor olan, içinde bulunduğumuz tüm durumlarda rolümüzün farkına varmaktır. Şu ana kadar yaptığımızdan farklı bir şey yapmadıkça hiçbir şeyin değişmeyeceğini anlamak önemlidir.

Farklılık ise öncelikle koltuğumuzdan kalkmak, kendi sesimizi derinden dinlemek, tutkulu olduğumuz şeyleri, hayatımıza neyin anlam kattığını düşünmek anlamına gelir. Neyde iyi olduğumuzu ve ne yapmaktan hoşlandığımızı düşünün.

Koltuğumuzdan kalkar kalkmaz yolculuk başlıyor. Sonunda yolcu olarak değil, sürücü olarak seyahat etmek. Zor olan her zaman ilk adımdır, başlangıçtır, eleştiri ve şikâyetlerin ataletinden kurtulmaktır. O zaman her şey daha kolay. Bir sebep varsa her zaman bir yol vardır. Ve akıl hayatın kendisinin armağanıdır. Başarısızlık günahtır.

enallactidrasi.

Leave a Response